Ahmet Davutoğlu’ndan İktidara ‘Kanunsuz’ Tepki: “İnsanlara Değil, Altına Yapışmaya Alışkınız, Doğaya Değil Kâra Tutunmaya Alışkınız” (2)
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Saadet-Gelecek Partisi Küme Toplantısı’nda Erzincan İliç’teki maden faciasına tepki göstererek, “Bereketli Fırat’ın aktığı yerden 350 metre uzağa siyanür, sülfürik asit ve 38 farklı kimyasal kalıntıyı yığacaksınız. ve önlem almayacaksın.” “İşçiler burada çatlak var dediğinde aldırış etmeyeceksin, sonra kader diyeceksin, işçi yakınlarına sarılacaksın. Sen insanlara değil, altına tutunmaya alışkınsın, kâra sarılmaya alışkınsın, doğa değil” dedi.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu bugün TBMM’de Saadet-Gelecek Partisi Grup Toplantısı’nda konuştu. Davutoğlu, Erzincan İliç’te dün meydana gelen, 9 çalışanın enkaz altında kaldığı maden faciasına ve Antalya’da şiddetli yağış sonrası meydana gelen sel nedeniyle 1 vatandaşın hayatını kaybetmesine değinerek üzüntüsünü dile getirdi. Davutoğlu kısaca şunları ifade etti:
“İNSANLARA DEĞİL, ALTINLARA TUTUNMAYA, DOĞAYA DEĞİL, KÂRLARA TUTUNMAYA ALIŞIŞTINIZ”
“Sizler modernliğin doğaya eziyet ederek, suya, toprağa, ateşe ve havaya ihanet ederek yarattığı çevre felaketinin Türkiye’deki temsilcilerisiniz. Küçük bir evde bile bir ev diğer evin güneşini kesmezken adeta adeta yarışmışsınızdır. şehirlere diktiğiniz gökdelenlerle güneş.Dere yataklarını değiştirmek sizin kazancınızdır.Hesaplarınızın bir parçası haline gelmiştir.Erzincan İliç’te yaşananlar asla kader sayılamaz.Toprağa meydan okuyup Fırat’ın suyuna ihanet edenler Bugün Fırat’ın suyu ve toprağının isyanıyla karşı karşıyayız.Çok dava var, ÇED raporları dinlenmiyor.ÇED raporları sadece yasallaştırma amaçlı veriliyor.Erdoğan Büyükşehir Belediye Başkanı olduğunda şikayetçiydi. Merkezi otorite onun üzerinde yetkilerini kullanıyordu ama geldiğinde yaptığı ilk icraatlardan biri şuraları tamamen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesinde merkezileştirerek bilimden ve akıldan uzak bir araç haline getirmek oldu. Artık kim kime hesap soracak. Bereketli Fırat’ın aktığı yerden 350 metre uzağa siyanür, sülfürik asit ve 38 farklı kimyasal kalıntıyı yığacaksınız, önlem almayacaksınız, çalışanlar burada çatlak var dediğinde dikkat etmeyeceksiniz, sonra diyeceksiniz. hayırlı uğurlu olsun, çalışanların yakınlarına sarılın. Sen insanlara değil, altına tutunmaya alışkınsın. Doğaya değil kâra tutunmaya alışkınsınız.
“ALTININ FONKSİYONU İÇİN MEZOPOTAMYA TOPRAKLARININ TARIMINI YOK ETME RİSKİNE GELİYORSUNUZ, YAZI OLSUN”
Sizin için yeşil dolar, sizin için doğa, Batı’nın egemen zihniyeti gereği işkenceye tabi tutulup altına dönüştürülmesi gereken bir metadır. Bizim için Anadolu toprakları, havası, suyu kıymetlidir. Aramızdaki siyaset farkı bu. Türkiye’de her felaket 5 baronun elinde oluyor; hassas baronlar. Bu şirketin ihalelerini takip edin bakalım neler olacak. Bu Kanadalı şirketin ne kadar vergi borcu olduğunu biliyor musun? 7,2 milyon dolarlık vergi borcu silindi. Kimin hakkını kimden siliyorsunuz? Esnafın vergisi için memurları zirveye çıkaran Kanadalı altın tüccarlarının vergisini nasıl silersiniz? Allah’tan korkup kuldan utanmıyor musun? Topraklarımız sömürge mi? Madencilik geliştirilmeli, yer altı zenginlikleri ortaya çıkarılmalı ama Türkiye’deki maden sahalarının her birini farklı siyasilerin akrabalarına verirseniz, uluslararası ticarete açarsanız, vergilerini iptal ederseniz, toprağa saygı duymuş olur musunuz? Bir avuç altın için Mezopotamya topraklarının tarımını yok etmeye var mısınız, bunu yazın.
“İKTİDAR OLSAYDIK GEÇMİŞTE ÇED RAPORLARI SUNAN TÜM İSİMLERİ YAZILI RAPORLARDAN ÖMÜR BOYU BANKAYA YAPARIM”
Şu anda iktidarda olsaydık, geçmişte oraya ÇED raporu sunanların ömür boyu rapor yazmasını yasaklardım. Toprağa saygı duymayan milletin hukukuna saygı duyamaz derim. O raporları veren herkesi kamu hizmetinden yasaklardım. Sonra bu altın madeninin sırlarını tek tek ortaya çıkaracak, buradakilere ne gibi ayrıcalıklar tanındığını araştırtıracaktım. Hiç kimse vatan toprağından daha güçlü değildir, hiç kimse vatanın suyundan daha kutsal değildir. Bu zihniyete isyanımız budur arkadaşlar, karşı çıktığımız şey budur.
“KANAL İSTANBUL, İSTANBUL’UN HAVASINA, SUSUNA, TOPRAĞINA VE ATEŞİNE HAYATIN, KANIN VE İHANETİN ADIDIR”
Kanal İstanbul, İstanbul’a saygısızlığın, İstanbul’un havasına, suyuna, toprağına ve ateşine saygısızlığın, terbiyesizliğin ve ihanetin adıdır, çok açık söylüyorum. Kanal İstanbul gibi yapay yapılar suyun yapısını değiştirecek. İstanbul’un toprağını, milyonlarca ton toprağını kaldıracaksınız, kaldırıp bir yere koyacaksınız, siz kimsiniz? Doğayı şekillendirmeye, doğaya eziyet etmeye hakkınız yok. İliç’teki madeni Kanadalılara satıp, Kanadalıları vergiden kurtarmak için İstanbul çevresinde büyük arazi kiraları oluşturmak, yabancılara satıp kira vergisinden kurtarmak, bu imar baronlarının işi arkadaşlar. Faiz, faiz baronları eliyle milletin kaynaklarını tükettiniz.
“SİYASİ BARONLARIN KAYNAKLARINI KURUTMAYA GELİYORUZ, SÖZÜMÜZ SÖZ”
Bu baronların hepsinin siyasi baronlarla işi var, bu siyasi baronlar bazen hükümetin bürokratları, bazen bakanlar, bazen hükümetle çalışan siyasetçiler, bazen milletvekilleri, bazen bürokratlar ama mutlaka varlar. O siyasi baronların kaynaklarını kurutmaya geliyoruz, sözümüz sözümüzdür. Bu ülkeyi faiz baronlarından, uyuşturucu baronlarından, inşaat baronlarından, ihale baronlarından ve en önemlisi siyaset baronlarından kurtaracağız. Siyasetin rant ve kâr alanı olmaktan çıkmasını sağlayacağız. Hiçbir siyasetçinin veya devletin sermaye sahipleri veya isteklilerle iş yapmasına asla izin vermeyeceğiz. Devletin ve ülkenin yeniden yapılanmaya ihtiyacı var, bu ülkenin kaynakları çok ama bu kaynakları doğru kullanacak siyasetçilere ihtiyacımız var.
“Anayasa Mahkemesi BUYRUK’U DİNLEMİYOR”
Emir’le birlikte arka kapı operasyonlarıyla Merkez Bankası’nın içi boşaltıldı. Zenginlik emirlerle aktarıldı. Hangi firmalara kredi verileceği, hangi firmalara kredi verilmeyeceği emirlerle belirlendi. KHK ve KHK mağdurları ortaya çıktı. Darbenin baş organizatörünün kardeşi emirle büyükelçi olarak atanırken, yoksul çocuklarını okula gönderemeyen ailelerin yedi ailesi de emirle hapse atıldı. Talimatla FETÖ borsası oluşturuldu, bazı gerçek FETÖ’cüler para verip kaçtı, parası olmayanlar ise emirle yerlerine yerleştirildi. Komutanın olduğu yerde anayasa olmaz. Şimdi bu emirle ne yapmak istediklerini biliyor musun? Anayasa Mahkemesi emirleri dinlemiyor diye önlerindeki son engel olan Anayasa Mahkemesi’nin önünü kesmek istiyorlar. “Zühtü Arslan’ın son konuşmasını dinleyin, ferman padişahınsa kanun bizimdir” dedi.
Davutoğlu’nun konuşmasının ardından Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) yurdunda kalan bir öğrenci kürsüye çıkarak KYK yurtlarında kalan öğrencilerin yaşadığı sorunları dile getirdi.
Ardından Hatay Milletvekili Necmettin Çalışkan, Saadet-Gelecek Partisi Hatay Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olarak açıklandı.